Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş’la birlikte 12. Cumhurbaşkanı adayları arasında yer alan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Adana’da iddialı açıklamalarda bulundu. İhsanoğlu, alışık olmadığımız şekilde sert ifadeler de kullandı. Tedbiri elden bırakmayan, yumuşak üslubunu bugüne kadar koruyan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Adana’da tam anlamıyla içini döktü. Seyhan Belediyesi’nde konuştu. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi. Sular Vip’teki yemekte ayrıca konuşma yaptı.
Konuşmaları arasında kuşkusuz en dikkat çekici konulardan biri seçimi yüzde 60 oy oranıyla kazanacağına yönelik iddiaydı. Adana’daki ilgiden memnuniyetini ifade eden İhsanoğlu, Başbakan’ın sert üslubundan bıkmış olacak ki, ‘Türk değil, İstiklal Marşı’nı bilmiyor’ gibi yakıştırmalarına sert çıktı. Annesinden süt emerken İstiklal Marşı’nı ezbere bildiğini savunan İhsanoğlu, ‘Hadi ordan’ demeyi de ihmal etmedi.
Adanalı bir vatandaşın ‘darbeci’ suçlamasını da başbakanın ayrıştırıcı politikasına bağladı.
CUMHURBAŞKANI OLMAK SIRF BAŞBAKAN’IN HAKKI MIDIR?
Adana’da CHP Milletvekili Ümit Özgümüş hariç MHP ve CHP’li kurmayların tam kadro desteğini alan İhsanoğlu, kendisine “Sen Türk vatandaşı değilsin, askerlik yapmadın, vesayet rejiminin adamısın, darbecisin” suçlamalarına karşı bakın neler söyledi:
“Camide namaz kıldım. Camide ibadet yapılır, devlet dairesinde devlet işleri yürütülür, kışlada vatan müdafaası yapılır. Ama camileri siyasi faaliyetlere alet ediyorlar. Bana biri darbeci dedi. Benim gibi sivil, askerliğini yedek subay olarak yapmış, arkamda tugaylar ordular yok. Ben darbe yapacağım. İşte gerçek çağdışılık budur. Bu vatandaşımızı ben mazur görüyorum. O iyi niyetli bir vatandaş. Bu ülkede cumhurbaşkanı olmak sırf başbakanın hakkı mıdır? Cumhurbaşkanlarının kariyeri siyaset üstüdür. Suriye halkı Türkiye’yi çok severdi. Şimdi ne hale geldik? Artık sınır kevgir gibi oldu. Geçen sene ben Sisi ile birlikte darbe yapmışım. Yine bugün darbeci oldum. Böyle bir hayali bir düşman yaratılıyor. Düşman olarak yarattığın taraf senin cesaret madalyaları aldığın, iyi ilişkiler kurduğun bir taraf. Bunun adı siyaset değil. Bizim işimiz 10 Ağustos’ta seçimi sağlıklı bir şekilde yapıp oyları kullanmak.
SANDIKLARA DİKKATİ ÇEKTİ
Sandıklarda gözlemcilerin, avukatların oyların başkalarına gitmemesi, hile yapılmaması için dikkatli olması lazım. Niye vesayetleri kaldırmadınız? Tüm kanunları 2-3 günde çıkarıyorsunuz. Seçim kanunlarını, YÖK’ü RTÜK’ü niye kaldırmadınız. Siz bütün kanunları değiştirdiniz. Yargıyı kolluk güçlerini hallaç pamuğu gibi attınız. Ben vesayeti Sayın Gül’den mi alacağım, Sayın Gül de mi vesayetçiydi? Gelin sevgi ekelim, saygı ekelim, dirlik ekelim, ekmeğimizi büyütelim.”
***
Seçimi kimin kazanacağını bilemeyiz ama bu ülkede tam anlamıyla sevgi ve saygıya ihtiyaç duyulduğu kesin. Siyaset üstü bir kurum olmasına rağmen Cumhurbaşkanı olabilmek için adayların psikolojik savaş içerisine girmesi yeni sorunlar doğurabilir.
Sanki sorumuz yokmuş gibi!..
SATIR ARASI-M.ÖMER ÜNEY
omeruney01@gmail.com